14 Ağustos 2013 Çarşamba

DYP'NİN İKTİDAR MÜCADELESİ

 
5 Ocak 1984’de DYP, SODEP ve RP’nin 25 Mart 1984 yerel seçimlerine katılmasını öngören bir yasa teklifinde bulunuldu. Bu teklif kabul edilerek seçime katılmaları lütfedildi. DYP 25 Mart seçimlerine girerek 13,2 oy alarak 3. parti konumuna yükseldi. Ama mecliste temsil edilmiyordu.
6 Nisan 1984 tarihinde DYP’nin kapatılması talebiyle Anayasa Mahkemesine dava açılır. Anayasa Mahkemesi iddiaları geçerli görmeyerek 28 Eylül 1984 tarihinde kapatılmayı reddederek davayı kapadı. Ancak “DYP’nin siyaset yapmasına ve TBMM’ye girmesine asla müsaade edilmeyecek” propagandası ile kitleler DYP’den uzaklaştırıldı.
DYP bütün bu yıpratma politikaları içinde geçirdiği iki sene içinde büyük yaralar aldı. 1985 yılında yapılan ilk büyük kongresinde Hüsamettin CİNDORUK partinin Genel başkanlığına getirildi. DYP bundan sonra bütün politikalarını ANAP’ı yıpratmak ve siyasi yasakları kaldırmak üzerine kurdu. Bunda başarılı da oldu. 1982’de konulan bu yasaklar ANAP’ın başını ağrıtır duruma gelince Başbakan Turgut ÖZAL konuyu meclise taşıdı ve eski siyasilerden tamamen kurtulmak için yasakları halkoyuna, yani referanduma götürme kararı aldı. Amacı kamuoyunu ikna ederek yasakların devamını sağlamaktı. Devlet gücünü ve imkânlarını da kullanarak “yasakların kaldırılmasına hayır” dedirtmekti. Böylece halk sizi istemiyor, öyle ise bu iş burada bitmiştir” diyerek işi demokratik bir şekilde halletmiş olacaktı. Böylece Özal “AP’yi ben bitiririm, Demirel’in hakkından ben gelirim” diye Konseye vermiş olduğu sözü de yerine getirmiş olacaktı. Bunun için “Yasakların kalkmasına hayır mitingleri düzenledi. DYP de Süleyman Demirel ile beraber yasakların kalkması ve Demokratik yapının tekrar işlemesi için yurt gezilerine çıktı. Ancak her gittiği yerde savcılık tarafından dava açıldı. Çünkü konuşması yasaktı. Ama o konuşuyordu. “Konuşan Türkiye” istiyordu. Nihayet 6 Eylül 1984 tarihinde yapılan Referandumda Demokrasi aşığı Türk halkı tercihini yasaklardan yana değil, Hürriyetten yana kullandı. %51 oy oranı ile kıl payı yasakları kaldırdı. Bunun üzerine DYP ve Demirel hakkında açılan davalar düşmüş oldu.
DYP 1986 yılında 11 milletvekilliği için yapılan ara seçimde 4 milletvekilliği kazandı. 24 Eylül 1987 tarihinde olağanüstü kongreye gitti. Hüsamettin Cindoruk adaylıktan çekilerek emaneti Süleyman Demirel’e devretti. 1987 yılında yapılan baskın seçimde ise DYP 59 milletvekilliği elde ederek parlamentoya girdi ve etkin muhalefet görevini yerine getirdi.
DYP 20 Ekim 1991 milletvekilliği seçimlerinde 182 milletvekili kazanarak TBMM de birinci parti konumuna yükseldi. Süleyman Demirel başbakanlığında DYP-SHP hükümetini kurarak 21.11.1991- 25.6.1993 tarihleri arasında hükümet oldu.
9. Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanlığı:
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümü üzerine 16 Mayıs 2003 tarihinde meclis tarafından Cumhurbaşkanı seçilince 13 Haziran 1993 tarihinde yapılan olağanüstü kongrede Prof. Dr. Tansu Çiller diğer adaylardan (Köksal Toptan ve İsmet Sezgin) daha fazla oy alarak DYP Genel başkanı seçildi. Böylece DYP ilk olarak bir kadın adayı genel başkanlığa ve Başbakanlığa taşıyarak kadına verdiği değeri gösterdi.
Tansu Çiller 25 Haziran 1993 tarihinde SHP ile yeniden koalisyon oluşturdu. 24 Aralık 1995 tarihinde yapılan genel seçimlerde % 19.20 oy oranı ile mecliste 135 milletvekili ile yer aldı. Önce ANAYOL hükümeti kuruldu. Ancak 3 ay sürdü. Sonrasında REFAHYOL hükümeti kuruldu. Ancak MGK’nın “İrtica” bahanesi ile başlattığı 28 Şubat 1997 sürecinde iktidar nimeti elinden zorla ve meclise yapılan baskılar sonucu alındı. Eski genel başkan Hüsamettin Cindoruk’a Demokrat Türkiye Partisi (DTP) kurdurularak DYP bölünme süresine sokuldu. ANAP-DTP-DSP hükümeti kurduruldu.
Bu yıpratılma sürecinde 18 Nisan 1999 seçimlerine giren DYP % 12.01’lik oy oranı ile 85 milletvekili çıkarabildi. Yine muhalefette kalmak durumunda kaldı. ANA-SOL-D ve ANA-SOL-M hükümetleri döneminde devamlı olarak ekonomik ve siyasal yönden irticaya taviz vermek, irticayı artırmakla suçlanarak linç edilme süresine sokuldu. Bütün olumsuzlukların müsebbibi olarak ilan edildi.
DYP bu şartlarda yapılan 3 Kasım 2002 seçimlerinde % 9.55 oy oranı ile meclis dışında kaldı. Bunun üzerine genel başkan Tansu Çiller istifa etti. Parti genel kongreyi toplayarak Mehmet AĞAR’ı yeni genel başkan ilan etti. Daha sonra ANAP ile birleşerek DP adını alan DYP yine meclis dışında kalınca Mehmet Ağar da istifa etti ve yapılan kongrede Namık Kemal Zeybek Genel Başkan oldu. 2012 yılında yapılan kongrede ise Gültekin Uysal DP Genel Başkanı seçildi.
DYP’nin kısa süre ve koalisyon dönemlerindeki icraatlarına kısa bir göz atacak olursak biri sosyal devlet açısından “Yeşil Kart” uygulaması getirilerek hiçbir güvencesi olmayan en az 2,5 Milyon vatandaşa devlet imkânı ile tedavilerinin sağlanması Türk vatandaşına yapılan en büyük hizmetlerden birisidir. Böylece fakir fukara hastane kapılarından kovulmaktan ve hastanelerde rehin tutulmaktan kurtarılmıştır. İkincisi de 150 İmam-Hatip Lisesi açılarak bu milletin evlatlarına devlet eliyle “Din Eğitimi” verilmiştir. Böylece İmam-Hatiplerin sayısı 450’den 605’e çıkarılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder